Mardin Gezi Rehberi: Mardin’de Görülmesi Gereken 14 Yer

Mardin Gezi Rehberi: Mardin’de Görülmesi Gereken 14 Yer

Fırat ve Dicle Nehirleri’nin arasında kalan bereketli topraklar Mezopotamya Bölgesi’nin öne çıkan destinasyonlarından birisi olan Mardin tam bir kültür mozaiği! Sokaklarında gezerken her biri farklı bir medeniyete ait olan yapılarını incelerken kendinizi tarihte gezintiye çıkmış gibi hissedeceğiniz Mardin’de gezilecek yerleri birlikte keşfedelim.

Mardin’e Ne Zaman Gidilir?

Karasal iklim kuşağında olan Mardin’in kışları oldukça soğuk yazları ise kurak geçer. Bu nedenle nisan mayıs ile eylül ekim aylarında Mardin’i ziyaret etmenizi öneririz.

Medeniyetler Beşiği Mardin Gezi Rehberi

Dünyanın ilk yerleşim yerlerinden olan Mezopotamya Medeniyeti, efsanevi topraklar Mardin’de kurulmuş. Tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmasından dolayı tam bir kültür harmanı olan Mardin’de gezip görebileceğiniz pek çok yer bulunuyor.

İlginizi çekebilir: Kahveler Hazır Mı?: Bir Göbeklitepe Hikayesi

1- Mardin Evleri

Tıpkı bir sanat eseri görünümüne sahip olan Mardin Evleri, bölgeye ait sarı kalker taşından inşa edilmiş. Yapımında kullanılan bu taşların en belirgin özelliği ise Mardin’in iklimine göre dışardaki iklim koşullarını içeriye yansıtmaması. Mazı Dağı’nın eteklerine kurulan bu evler, büyüleyici bir görünüme sahip.


2- Mardin Kalesi

Tam 1.600 yıllık tarihi bir geçmişe sahip olan bu askeri yapı, bulunduğu konum itibariyle bölgede yaşayan tüm medeniyetler tarafından kullanılmış. Aynı zamanda Kartal Yuvası olarak da anlan Mardin Kalesi günümüzdeki görünümüne 10. yüzyılda Hamdaniler döneminde kavuşmuş.


3- Mardin Müzesi

Müze içinde yer alan eserlerin yanı sıra müze binasının da etkileyici bir tarihi geçmişi bulunuyor. 1895 yılında Antakya Patriği Ignatios Behram Banni taraşından Süryani Katolik Patrikhanesi olarak inşa ettirilen yapı, 1995 yılından itibaren Mardin Müzesi olarak kullanılmaya başlanmış. Müzede Asurlular döneminden Osmanlı İmparatorluğu’na kadar hükümdarlık gösteren tüm medeniyetlerin eserleri ve buluntuları sergileniyor. Arkeoloji ve etnografya olarak iki farklı bölümü olan müzede sosyolojik ve kültürel ögelere ait eserleri yakından görebilirsiniz.


4- Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi

Mardin merkezde bulunan Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi’nde şehrin tarihi yolculuğuna dair gelenek ve göreneklerinin yansıtıldığı eserler sergileniyor. Dokumacılık, taş oymacılığı, kuyumculuk, yerel giysi gibi Mardin’e özgü gelenek ve görenekleri yansıtan eserler sergileniyor. Aynı zamanda müze özel müze statüsüne sahip ve sergilenen eserlerin yanı sıra eğitim programları, seminerler ve konferanslar gerçekleşiyor.


5- Revaklı Çarşı

Bir Mardin gezisinde olmazsa olmaz ziyaret edilecek yerlerin başında gelen yerlerden birisi de Revaklı Çarşı. Sipahiler ve Tellaklar olarak da anılan çarşının ismini almasını sağlayan revaklar ise yolun her iki yanında bulunuyor. Bu revakların arkasına sıralanmış dükkanlarda Mardin’e özgü el yapımı eşyalar ile diğer eşyaları bulabileceğiniz mağazalar bulunuyor.

6- Şehidiye Camii

1214 yılında Melik Mansur Nasreddin Aslan tarafından yaptırılan Şehidiye Camii’nin hemen arkasında yine aynı isimle anılan medrese de yer alıyor. Müzelerin bulunduğu 1. Cadde’de eski postane binasının karşısında konumlanan bu yapının minaresi ise çeşitli stillerin bir araya gelmesi ile 1916 yılında Ermeni mimar Serkis Lole tarafından yapılmış.


7- Mardin Ulu Cami

Mardin’in sembollerinden birisi olan Mardin Ulu Cami’nin yapımı Artuklular’ın tarih sahnesinde yer aldığı 1176 yılında inşa edilmiş. Artuklu mimarisinin en öne çıkan örneklerinden biri olan dini yapının geniş bir avlusu bulunuyor.


8- Kasımiye Medresesi

Yine Artuklular dönemine ait yapılardan birisi olan Kasımiye Medresesi ne yazık ki o dönemde Timur’un önderliğindeki Moğol saldırıları nedeniyle yarım kalmış. 15. yüzyıla gelindiğinde Akkoyunlu Devleti hükümdarı Kasım İbn Cihangir tarafından tamamlanmış. Artuklu taş işçiliğinin nadide örneklerinden birisi olan eseri Mardin ziyaretinizde gezmenizi öneririz.


9- Zinciriye Medresesi

Eski ismi Sultan İsa Medresesi olan Zinciriye Medresesi’nin bugünkü ismini Mardin halkı tarafından verilmiş. İki kattan oluşan yapıda türbe, cami ve geniş bir avlu bulunuyor. Günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşan Zinciriye Medresesi’ni gezilecek yerler listenize ekleyebilirsiniz.


10- Kırklar Kilisesi

Tarihi kilise ismini 3. yüzyılda Hristiyanlar üzerinde baskı kuran dönemin Roma İmparatoru Dokias’a isyan eden ve bu nedenle Sivas’a sürülerek burada donarak şehit olan 40 askerden alıyor. Süryaniler’in 569 yılında Mor Behnam ve kız kardeşi Saro adına inşa ettirdikleri yapı, 12. yüzyıla gelindiğinde camiye dönüştürüldüğü için artık Kırklar Kilisesi olarak anılmaya başlanmış. Yapıda kök baskılı perdeler, çan kulesi ve duvarlarındaki usta işi taş işçiliği dikkat çekiyor.


11- Deyrulzafaran Manastırı

Mardin Ovası’na hakim bir destinasyonda M.S 5. yüzyılda inşa edilen Deyrulzafaran Manastırı, Süryaniler için önemli merkezlerden birisi. Yapının kubbeleri, iç ve dış duvarlarındaki taş nakışları, sütunları ve ahşap el işlemeleri ile son derece dikkat çekici bir güzelliğe sahip.


12- Mor Gabriel Manastırı

Midyat’a yaklaşık yarım saat uzaklıkta bulunan Mor Gabriel Manastır’ın kendisi kadar meşe ağaçlarının çevrelediği etrafı da oldukça dikkat çekiyor. 397 yılında Mardin kesme taşlarından inşa edilen manastırda Bizans dönemine ait mozaikler, kubbeler, kapılar ve taş işlemeleri ile öne çıkıyor. Theodora Kubbesi ise yapının büyüleyici güzellikte dikkat çeken kısımlarından birisi. Süryani kilisesi tarafından ‘ikinci Kudüs’ olarak ilan edilen manastır, önemini çağlar boyunca korumuş.


13- Beyazsu

Midyat ve Nusaybin ilçelerini birbirine bağlayan yol üzerinde bulunan Beyazsu Deresi, Nusaybin topraklarına dökülür ve çoğunluğu çorak olan arazide bereket timsali olarak görülür. Tatlı su olması nedeniyle tüm Mardin’in su ihtiyacını karşılayan Beyazsu, yılın tüm günlerinde aynı hızda akar. Dere boyunca keyifle balık yiyebileceğiniz, dinlenebileceğiniz birçok işletme bulunuyor.

14- Dara Antik Kenti

Mezopotamya’nın Efes’i olarak gösterilen antik kentin günümüzde henüz %30’luk bir kısmı gün ışığına çıkarılabilmiştir. Kuruluş tarihinin kesin olarak saptanamadığı kentin 3. yüzyılda Persler tarafından kurulduğu düşünülüyor. Kazı çalışmalarının devam ettiği Dara Antik Kenti’nde günümüze değin ortaya çıkan eserler arasında mezarlar, köprüler, sarnıçlar ve surlar bulunuyor. Bölgenin tarihi dokusunu yakından görebileceğiniz Dara Antik Kenti’ni mutlaka görmenizi öneririz.


Yorum (0)
Yorum Bırak