''Seyahat Teknolojileri'' Konseptli TÜRSAB Etkinliğinde Neler Konuşuldu?
HIS Travel Pazarlama Müdürü Çağdaş Polat’ın konuşmacı olduğu TÜRSAB
tarafından yayımlanan etkinlik ilgiyle karşılandı. Sektör profesyonellerinin
katılımlarıyla renklenen ''Seyahat Teknolojileri'' webinar 12 Kasım saat
16:00’da canlı olarak gerçekleştirildi. Online mecralardan canlı yayınlanan
oturumda dijital pazarlama ve seyahat teknolojilerinin geleceği gibi başlıklar
ele alındı. Videonun tamamını izlemek
için buraya tıklayabilirsiniz. Sizler için derlediğimiz konuşmadan önemli
kısımları gelin birlikte inceleyelim.
Mehmet Güneli: Biz hep programlarımızda seyahat
teknolojilerinin ürün ve hizmet raflarını konuştuk. bugün ilk defa ürünü ve
hizmetleri kullanan turizm şirketleri açısından değerlendirme yapacağız hem de
bu dönemde şirketlerin aldığı aksiyonlar neler, bunları konuşacağız. Türsab
TV’de Seyahat Teknolojileri Programımıza başlayabiliriz.
Bu süreçte en çok etkilenenler de seyahat
acenteleri oldu. Daha yeni Türk pazarında faaliyet gösterdiğiniz için diğer
operatörlere nazaran daha az etkilendiniz. Peki bu süreçte ne gibi önlemler
aldınız? Tüketici talepleri size nasıl yansıdı? Post-covid dediğimiz yani
koronavirüsün döneminin sonrasına dönük tüketici eğilimlerinde ne gibi
değişiklikler görüyorsunuz?
Çağdaş Polat: HIS 40 yıllık bir şirket, Türkiye’de
ise 15 yıldır faal ve aktif bir şekilde faaliyetini sürdürüyor. HIS'in Türkiye’de
iki farklı otel yatırımı var ve bunlar devam edecek. Bunun yanında diğer
yatırımları da var, onlar da devam edecek; teknoloji üzerine olsun, B2C olsun.
B2C tarafında bilinmemesinin sebebi Türkiye’ye Japonya’dan turist getiren
seyahat acentelerine toptan hizmet veren bir seyahat acentesi olmasıydı. Kurumsal
seyahat anlamında ise Türkiye’nin en iyi üç seyahat acentesinden biriyiz.
Biz aslında koronavirüsün etkilerini Türkiye’de görülmeden 3
ay önce yaşamaya başladık. Çin’den sonra etkilenen ilk ülke Japonya’ydı. Cruise
gemisi Japonya kıyısına yanaşmıştı bu konu Aralık-Ocak gibi konuşulmaya
başlanmıştı. Biz Ocak ayından itibaren konu hakkında iyi bir planlama yapmaya
başlamıştık. Bunun için önden çalışmaya başladığımızı söyleyebilirim.
Onun dışında sadece pandeminin üzerinde durmayıp yeni
teknolojiler, yeni içerikler üretmeye devam ettik. Eve kapandığımız 3 ay
boyunca belki de bizim birkaç senede yapabileceğimiz dönüşümü geçirebileceğimiz
bir süreç oldu. Çünkü operasyon devam ederken şirketinize dönüp bakma, dijital
dönüşümü oturtma, sistem üzerine bindirme gibi şeyleri yapmak için çok da zaman
bulamıyorsunuz. Biz bu süreçte dönüşümleri çok hızlandırdık. Dijital dönüşüm
dediğiniz şey bir gün sürmez, sürekli bir devinim halindedir. Dolayısıyla
turizm acentelerinin yeni normale daha fit bir şekilde ayak uydurması
dijitalliği hızlandıran bir covid dönemimden sonra oldukça önemli oldu, çok
üretken bir dönem geçirdik. Kurumsal seyahat anlamında da ciddi atılımlar
yaptık.
HIS Türkiye şu anda 160 kişiden oluşuyor. 160 kişi olarak biz cruise alanında, B2B alanında, uzak doğu ile ilgili pazarda çalışmalarımız mevcut. Ümidimiz şu an hem global hem de Türkiye’de pandemi sürecinin yönetilmesini doğru şekilde ele alınıp çözülmesi. Önümüzdeki sezonda da bir değişim olmazsa biz zaten hazırlığımızı yapıyoruz. HIS’in 70 ülkede 500’den fazla ofisi var, bu pandemi sürecinde en iyi refleks veren ofislerden birisi olduk çünkü Türkiye’de mesela 2016 yılında gerçekleşen uçak krizinden sonra aslında kriz yönetmeyi biliyorduk. Dolayısıyla dünyadaki diğer turizm acentelerine göre daha idmanlıydık.
''Pandemi Sırasında da Yeni Teknolojiler ve İçerikler Üretmeye Devam Ettik''
Mehmet Güneli: Yani global marka olmanın böyle avantajları
da var. Türkiye pazarında da kendine özgü dinamikleri var, HIS B2B anlamında
bilinen bir markaydı fakat iddiasını büyütmeye devam ediyor. Dijitalleşme
yönüyle de HIS’i toplantılardan ve fuarlardan tanıyorum. Ama sektörümüz pandemi
öncesinde de dijital dönüşümü başlatmışlardı. Pandemi bazı konularda herkesin
daha hızlı aksiyon almasını sağladı. Sizce bu süreç koronavirüs sonrasına nasıl
yansır? Dijitalleşmede turizm sektöründe neler değişir?
Çağdaş Polat: Yeni oyuncuların ortaya çıkacağı, globalde
birleşmelerin olabileceği sektörde konuşuluyor. Biraz gerçekliği yeniden ele
almak gerekiyor, Eskiden bildiğimiz şeylerle yeni gerçekliği değerlendirmek
değil de; bu süreçte yeni olarak karşımıza ne gelecek, bunu değerlendirmek
gerekiyor. HIS’ten bir örnek vermem gerekirse; eskiden insanlar ders almak için
üniversiteye gidiyorlardı. Neredeyse tüm dünyada 8-9 aydır evden eğitim
yapılıyor. Eğitim gibi birebir yapılması gereken bir şey bile online’a dönünce
turizmin de online’a dönmesi söz konusu oluyor. Artık birçok müze ve hatta
ülkeyi internetten gezmek mümkün. HIS Japonya ‘’virtual tourism’’ adında bir
ürün çıkardı ve şu anda da ciddi oranlarda satışı gerçekleşiyor.
Örneğin Japonya’da aklında hiç Türkiye’ye gitme fikri olmayan birisine 20-25 dolara virtual tourism uygulamamız sayesinde Sultanahmet’i tanıtabiliyoruz. Afrika safarisini tanıtabilirken, Hindistan da oradaki Taj Mahal’i tanıtıyor. Aslında yüz yüze yapılabilecek bir şeyin ön gösterimini yapıyoruz. Turizmi de konuşurken yeni gerçeklikleri ele almamız gerekecek, bu da yeni çağın getirileriyle kurgulanabilecek bir gerçeklik.
Mehmet Güneli: Son zamanlarda dijital mecraların hayatımızda
etki ettiği gücü gördük. Örneğin fenomenler tüketicileri etkilemeye başladı.
Bir bakımı fenomenler markaların sinir ucu gibi, tüketiciyle temas ediyorlar.
Diğer taraftan content marketing denen içeriğin çok büyük bir dünya olduğunu
gördük. Önümüzdeki dönem dijital kanallardan hangileri bizim için daha önemli
ve öncelikle olacak? Bu kanallar bir tarafta dururken tatil planlamada bir
şeyler değişecek mi?
Çağdaş Polat: Dijital pazarlama dediğimiz şey aslında 10
sene önce tabir edilen bir şey. Şahsen pazarlamanın online ve offline olarak
ayrılamayacağını düşünüyorum. Çünkü pazarlama bir bakış açısı, ürünü
anlatabilme yeteneği. Dijital dediğimiz şey ise bir mecra, birçok optimizasyon
alanından bir tanesi. Bu işe dijital değil demek yanlış olur, çünkü pazarlamaya
kitle karar verir. Artık kitleye ulaşmakta bir sorun yok bu sorun eskiden
vardı, şu an ise tüketiciye ulaşan onlarca mecra var. Tüketiciye neyle
ulaştığınız ve tüketiciyi anlayıp anlamadığınız önemli. Ancak pazarlamanın
amacı satışı kovalamaktan çok bir marka yaratmaktır. Bir diğer nokta da satılan
ürünün günün koşullarına göre şekillendirilmesi. Thomas Cook gibi büyük
firmaların yeniliğe ayak uyduramadığı için oyundan çıktığını gördük. Kitleyi
anlamazsanız, ürünü doğru kitleye entegre etmezseniz bu kaçınılmaz son
olacaktır. O yüzden işi mecra mecra değil, bir bütün olarak ele alıp; kitle,
olmak istediğiniz yer, satmak istediğiniz ürün gibi parametrelere bağlı olarak
hedef neyse ona doğru gitmek gerekiyor.
Pandemi sonrasındaki süreçte şöyle bir durum yaşayacağız;
destinasyon marketing alanında bir şeyler daha resetlenmiş bir şekilde devam
edecek. Örneğin Çin, Pekin dışında farklı destinasyonlara da yatırım yaparak
kalkındı. 40 milyonluk turistinin neredeyse yarısı başka şehirlere gidiyor.
Eğer bunu Türkiye’de başka bölgelere yararsak turizm anlamında büyük kazanımlar
elde etmiş oluruz. İleride digital marketing ve content marketingin kullanımı
turizmi ileriye taşıyacak.
Mehmet Güneli: Pandeminin ardından hangi destinasyonların
öne çıkmasını bekliyorsunuz?
Çağdaş Polat: Yapılan araştırmalar ancak 2023 yılında 2019 yılının rakamlarına ulaşacağını gösteriyor. Yani insanlar hijyen kaygısıyla minimum 2 sene daha tatil yapacaklar. Bu sezon biraz bunun hazırlık sezonuydu ki bence konaklama, havayolu ve ulaşım sektörü buna çok iyi hazırlandı. Türk insanı gerek dövizdeki artık gerekse de pandemi nedeniyle çok uzak destinasyonlara gidemeyecek gibi görünüyor. 2018 de de kur yükseldiği zaman aynı görüntüyü görmüştük ve insanlar o sezon için alternatif konaklamaya yöneldiler. Yeni gelişen jenerasyonla beraber farklı konaklama tipine yönelmeye başlandı; karavan, villa, gulet, yelkenli gibi. Buradaki özgürlük her segmentin hoşuna gitti. Örneğiz yazın bazı bölgeler o kadar yoğun oluyor ki zaman içerisinde bu bölgelere yakın yerlerde tatil arayışı başlayacak.
''Villa Kiralama İleride Daha Popüler Olabilir''
Home rental
(evleri tatil için kiraya vermek) modeli üzerinden de ileride bir ekonomi
yaratılabilir. Ama ne olursa olsun şu bir gerçek değişecek pek çok şey var.
Şuan ön görebileceğimiz şey villa kiralamanın çıkışından dolayı villalara talep
artacağını söyleyebiliriz. Türkiye destinasyon olarak yarıştığı diğer
destinasyonlardan bi kaç boy önde (Mayorka, Mısır, Yunanistan gibi ülkeler). İç
turizm için negatif olan dövizin yükselmesi durumu inbound turizm için bir
fırsat oluyor çünkü uygun fiyata turistler konaklamalarını gerçekleştirebiliyor.
Sonuç olarak şöyle bir gerçek var; pek çok şey değişirken
bizim alanlarda yapmamız gereken şey bölgemizdeki en iyi hizmet kalitesine
ulaşmak. Mevcut olan kaliteyi sürdürdüğümüz dakikada zaten buradan geri dönüşü
yok, yükselerek ilerleyecek diyebiliriz. Ama bu ilerleyiş 2023 yılına doğru
hareket kazanacaktır. Fakat bir süre 2019 rakamlarını arayacakmışız gibi
görünüyor.