Türkiye'deki Expatlar İçin Keşif Önerisi: Tarihi Yarımada Gezisi
İstanbul, hem Türkiye hem de dünyada finans ve kültür başta olmak üzere birçok konuda gözde bir metropol olma yolunda gün geçtikçe yükseliyor. Bu da uluslararası birçok firma için yatırım yapma fikrini beraberinde getiriyor. Birçok uluslararası firma Türkiye ile bağlarını güçlendirmek buradaki işlerini hızlandırmak için çalışanlarını İstanbul’a göndererek çalışanlarının işlerine burada devam etmelerini sağlıyor. Expat kavramı günümüzdeki karşılığı daha çok iş dünyasıyla bağlantılıdır ve kelime karşılığı yüksek nitelikli çalışandır. Şirketleri tarafından normalde çalıştıkları ülkeden farklı bir ülkeye çalışması için gönderilen çalışanlara expat deniyor. ‘Expat’, Latince kökenli ‘expatriate’ kelimesinden gelmekte olup, doğduğu ülke dışında çalışan bireyleri tanımlamak için kullanılır. Göçmenlikten farklı bir statüsü bulunan Expat, yüksek nitelikli çalışanları ifade eder.
Türkiye’ye gelen expatların her bakımdan dünya şehirleri arasında yer alan İstanbul şehrinde görmeden dönmemeleri gereken en önemli yerlerden bazılarını yakından incelemeden önce kendilerine şunu söylemek isteriz: Artık farklı bir şehirde olduklarını, İstanbul’un ulaşım, dil, yemek, tarih, kültür, alışveriş alışkanlıklarını, algılarını, kendilerine ve dışarıya olan bakış açılarını, beklentilerinin her şeyin bambaşka bir yöne doğru akacağını ve bu süreçte her adıma aşama aşama adapte olacakları heyecanlı keşif dolu bir serüvenin içinde olacaksınız.
Gelin şimdi İstanbul’daki expatların işlerinden kalan zamanlarında medeniyetler diyarı olan bu kentin zenginliklerini keşfetmek için mutlaka görmesi gereken en önemli tarihi yapılar ve alanların bulunduğu İstanbul tarihinin kalbi dediğimiz Tarihi Yarımada’yı birlikte keşfedelim.
İstanbul’un Tarihi Kalbi: İstanbul Tarihi Yarımada Neresi?
Tarihi yarımada diğer adı Suriçi’dir. İstanbul’un şu anki Fatih ilçesi sınırları içersinde yer alıyor. Haliç ve Marmara Denizi ile çevrili bölge önemli turistik noktaları içinde barındırıyor. Yerli ve yabancı turistlerin İstanbul’daki ilk ziyaret ettikleri yerler bu bölgededir. Sultanahmet Meydanı, Topkapı Sarayı, Dikilitaş, Eminönü, Sirkeci, Galata Kulesi Tarihi Yarımada’daki önemli turistik noktalarından bazılarıdır.
Tarihi Yarımada’nın Kısa Tarihçesi
Tarih boyunca imparatorluklara başkentlik yapmış olan gerek konum gerek sosyo-ekonomik önemi açısından Tarihi Yarımada üzerindeki imparatorluk için her zaman değerli kabul edilmiştir.
Bölgenin tarihi 8500 yıl öncesine dayanmaktadır. Şimdiki Sarayburnu’na ilk yerleşenler antik Yunan kenti olan Megara’dan gelenlerdir. Megaralılar buraya kurdukları şehir devletine Byzantion adını vermişlerdir.. MÖ 196’da Romalıların işgalinden sonra Roma İmparatoru I. Konstantin, Byzantion’u ülkesinin başkenti yapmış ve Konstantin’in Kenti anlamına gelen Konstantinopolis adını vermiştir. 13. yüzyıla kadar dünyanın en zengin kenti ve güneydeki Theodousius Limanı’yla da en önemli ticaret merkezi olmuştur. 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra kent Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olmuştur. Kurtuluş Savaşı’yla birlikte İstanbul, Türkiye Cumhuriyeti toprakları içinde kalarak günümüzde de Türklerin egemenliğinde olmaya devam etmektedir. İstanbul’da gezilecek yerlerin büyük bir bölümünü oluşturan bölgede Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarına ait tarihi camiler, kiliseler, saraylar ve daha niceleri bulunmaktadır. 1985 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren Tarihi Yarımada sahip olduğu sayısız tarihi eserle İstanbul’un tarihi ve turistik açıdan en gözde bölgesidir.
Tarihi Yarımada’daki Yol Güzergahları ve Gezilecek Yerler
Tarihi Yarımada’yı gezmeye karar verdiyseniz hepsini bir günde gezmeniz mümkün değil. Burayı gezmeyi haftalara yayıp keyfini çıkararak her anın içini doldurarak geçirmenizi tavsiye ederiz. Tarihi Yarımada’yı planlı ve rahat bir şekilde gezebilmeniz için sizin için güzergâhlara ayırdık;
Emiönü, Sirkeci güzergâhında Eminönü Meydanı, Mısır Çarşısı, Sepetçiler Kasrı gezeceğiniz yerlerin başında geliyor.
Topkapı Sarayı ve çevresinde gezeceğiniz yerler; İstanbul Arkeoloji Müzesi, Ayasofya, Aya İrini Kilisesi, Sultan III. Ahmet Çeşmesi, Soğukçeşme Sokağı, Gülhane Parkı, Çinili Köşk bulunuyor.
Sultanahmet Camii ve çevresinde Sultanahmet Meydanı, Örme Dikilitaş, Dikilitaş, Yerebatan Sarnıcı, Ayasofya Müzesi, Burmalı (Yılanlı) Sütun, Türk ve İslam Eserleri Müzesi (İbrahim Paşa Sarayı), Mozaik Müzesi, Divan Yolu’ndan Beyazıt’a doğru: Divan Yolu, Çemberlitaş, Cağaloğlu gezeceğiniz yerler arasında.
Beyazıt ve Kapalıçarşı çevresinde gezeceğiniz yerler; Beyazıt, Laleli, Aksaray güzergâhında sizleri bekliyor. Burada gezeceğiniz yerler; Beyazıt Meydanı, Beyazıt Camii, Beyazıt Kulesi, Sahaflar Çarşısı, İstanbul Üniversitesi, Türk Hat Sanatları Müzesi, Kapalıçarşı.
Son olarak Fatih, Edirnekapı, Topkapı ve Yedikule güzergâhında gezeceğiniz yerleri sıralıyoruz; Fatih Camii Kariye Müzesi, Yedikule, Kalenderhane Camii, Tekfur Sarayı, Samatya, Şehzade Camii, şehir surları; Sarayburnu sahil yolu ve Yeşilköy arası: Cankurtaran, Yeşilköy, Küçük Ayasofya, Süleymaniye Camii, Kumkapı, Kadırga, Surp Vorvots Vorodman Kilisesi, Ermeni Patrikhanesi, Sokullu Mehmet Paşa Camii, Yenikapı, Bakırköy.
Tarihi Yarımada’da ziyaret etmeniz gereken bu yerlerden Ayasofya, Eminönü ve Sirkeci semtlerinden bahsetmek isteriz;
Ayasofya Camii
Dünyanın en çok ziyaret edilen müzeleri arasında yer alan Ayasofya; 6.yüzyılda Doğu Romalı Philon tarafından dünyanın 8. Harikası olarak nitelendirilmeye değer görmüştür. Sanat ve mimari olarak dünyanın önde gelen anıtlarından biri olan Ayasofya’nın sütunları ve mermerleri antik kentlerden getirilmiştir. Mısır’da Heliopolis’ten sekiz büyük kırmızı porfir sütun, Batı Anadolu Ephesos’ta Artemis Tapınağı’dan, Kyzikos ve Suriye’de Ba’lebek’ten sütunlar ve farklı bölgelerden farklı cins ve renkteki mermerler buraya taşınmıştır.
Ayasofya, 532-537 yılları arasında Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından katedral olarak inşa edildi. 1453 yılında İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethi sonrasında Fatih Sultan Mehmet tarafından cami olarak dönüştürüldü. 1935 yılından 2020 yılına kadar müze olarak ziyaretleri kabul etti. 2020 yılı Temmuz ayında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yeniden cami oldu.
Eminönü & Sirkeci Semtleri
Eminönü ve Sirkeci semtleri, İstanbul Tarihi Yarımadası’nın Haliç girişinde yer alır ve turistik olarak en hareketli yerlerdir.
Eminönü ve Sirkeci ulaşım açısından da merkezi konumda olup hem denizden hem karadan ulaşımı rahat semtlerdir. Eminönü ve Sirkeci semtleri; tarihi ve modern mekanları, gezilecek yerleri ve aktiviteleriyle eskiden günümüze popülerliklerini devam ettirmektedirler.
Eminönü meydanında yer alana Yeni Camii’yi ziyaret ederek burayı keşfetmeye başlayabilirsiniz. Tarihi Postane Binası, Türkiye İş Bankası Müzesi, Tarihi Tren Garı’nı da mutlaka ziyaret edin. Eminönü meydanında güvercinlere yem verip hatıra fotoğrafı çektirme klasiğini devam ettirin. Burada bulunan tarihi Mısır Çarşısı’nda her çeşit baharatı bulabilirsiniz. Sirkeci ve Eminönü arasında ve iç taraflarındaki sokaklarda çok sayıda giyim, tekstil mağazası, yeme-içme mekânları ve tarihi yapılar arasında uzun uzun vakit geçirebilirsiniz.
Haliç’in girişinde yer alan ve Karaköy ve Eminönü’nü birbirine bağlayan tarihi köprü Galata Köprüsü’nü burada her daim balık tutan insanları selamlayarak yürüyerek geçin.
Gülhane Parkı’nı da gezerek bu civardaki rotanızı bir günde keyifle bitirebilirsiniz. Güzel bahçeleri, çiçekleriyle ünlü Gülhane Parkı Osmanlı döneminde Topkapı Sarayı için gül yetiştirmek amacıyla kullanılmış.
Eminönü, Sirkeci semtlerini gezerken İstanbul’un canlı tarihine tanık olacaksınız.
Bu içerik de ilginizi çekebilir: