
Ekim Ayında Araç Kiralayarak Gezebileceğiniz 10 Şahane Yer
Türkiye’nin dört bir yanı her mevsim kendine hayran bırakan rotalarla doludur. Bazı rotalar var ki onları sonbahar mevsiminde görmek ayrı bir duygu. Bu rotalarda kendinizi doğanın saklı bahçesindeymişsiniz gibi hissedersiniz. Aracına atlayıp, yazın kalabalığından uzak, sakin, ekonomik tatil alternatifleri arayanlar; doğaya gelen renk cümbüşü içerisinde huzur dolu anlar isteyenler için günübirlik veya konaklamalı hafta sonu planına uygun Türkiye’nin en güzel noktalarından 10 tanesini seçtik.
1- Abant / Bolu
İstanbul ve Ankara arasında bulunan Abant Gölü her mevsim kendine hayran bırakan bir atmosfere sahip. Abant’a günübirlik gelebileceğiniz gibi konaklamalı bir plan da yapabilirsiniz. Abant Gölü manzarası olan butik otel alternatifi bulabilirsiniz. Bulunduğu coğrafi konum nedeniyle Abant , bitki ve fauna açısından oldukça zengin. İlkbahar’da doğanın uyanışına tanık olursunuz, sonbaharda renk cümbüşüne, kışın da karların altında eşsiz bir manzara sunar. Sonbaharda Abant Gölü etrafında yürüyüş yapabilir, bisiklete binebilir, dilerseniz alabalık tutabilirsiniz ve çoğumuzun en büyük tutkusu güzel doğa fotoğraf kareleri çekebilirsiniz.
2- Yedigöller / Bolu
Özellikle Ekim ayında gezebileceğiniz, sonbaharın her tonunun görebileceğiniz belki de en iyi rota Yedigöller diyebiliriz. İstanbul’dan ve Ankara’dan araçla yaklaşık 3 saatte, Bursa’dan 4 saatte Yedigöller’e ulaşabilirsiniz. Batı Karadeniz’in oldukça engebeli bir bölgesinde yer alan Yedigöller’de araç sürerken virajlı yolları nedeniyle dikkatli olmanızda fayda var. Yedigöller adını içinde bulunan heyelanın oluşturduğu yedi gölden alıyor. Bu göller; Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl. Yedigöller bitki çeşitliliğiyle birlikte aynı zamanda birçok hayvanın da evi. Karaca, geyik, tavşan, keklik, yabani ördek ve domuz görebileceğiniz hayvanlardan bazıları. Yedigöller’de tabiat içerisinde yürüyüş, fotoğraf çekimi, günübirlik piknik yapabilirsiniz ya da dilerseniz kamp kurabilirsiniz.
3- İğneada / Kırklareli
Büyük şehirlerde yaşayanların doğasıyla bütünleşip huzurlu anlar yaşayacağı yerlerden biri de İğneada. İstanbul’dan araçla 3 saatte ulaşabildiğiniz İğneada tam olarak Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı doğal bir tatil rotasıdır. İğneada, Longoz orman türüne sahip olan dünyada üçüncü örneğe sahip olduğu için 2007 yılında milli park ilan edilip koruma altına alınmıştır. Longoz orman türü ‘su basmış orman’ demektir. Sahip olduğu bu yapısı sayesinde muazzam bir flora ve fauna çeşitliliğine sahip ve aynı zamanda kuş gözlemcilerinin, botanikçilerin, yabanı hayatı inceleyenlerin uğrak yeridir İğneada. İğneada’da suların bastığı ormanın içinde kanolarla gezebilir, ister günübirlik gelip etrafı keşfedebilir isterseniz kamp kurup doğanın tadını daha uzun süre çıkarabilirsiniz.
4- Cumalıkızık / Bursa
Cumalıkızık Osmanlıların Bursa’da ilk yerleştiği bölgelerden biridir. Cumalıkızık evleri Osmanlı Dönemi konut dokusunun günümüze taşımaktadır. Halen kullanılan, restorasyon çalışmaları yapılmış olan ve bazıları koruma altında olan 270 ev var. Cumalıkızık bir vakıfköyü olarak kurulmuştur. Yerleşim dokusu, konut mimarisi ve yaşam biçiminde bu özelliğinin izlerini görürüz. Uludağ’ın kuzeyindeki dik etekler ile vadilerin arasında sıkışıp kalan yöre köylerine bu konumlarından dolayı ‘kızık’ adı verilmiş. Cumakızık köyü, tüm kızık köylerinden topluca gidilerek Cuma namazı kılındığı için bu adı almıştır. 2000 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçisi Listesi’ne giren Cumalıkızık 2014 yılında Bursa ile birlikte Dünya Mirası olarak tescil edildi.
5- Cunda Adası / Balıkesir
İstanbul’a yakın olması nedeniyle ülkemizin gözde tatil beldelerinden biri olan Balıkesir’in Ayvalık İlçesine bağlı takımadaların içerisindeki yerleşime açık tek ada olan Cunda Adası, sonbaharda da ada kültürünü yaşamak, denize nazır sakin vakit geçirmek için güzel bir rotadır. Günümüzdeki resmi adı olan Alibey Adası’nın isim hikayesi Kurtuluş Savaşı’nın başında Yunan işgaline karşı Anadolu’daki ilk direnişi başlatan, kahramanca mücadele eden Yarbay Ali Çetinkaya’dan geliyor.
- Cunda adası, doğal güzellikleri ve tarihi taş yapısıyla 1976 yılında doğal ve tarihi sit alanı olarak kabul edildi.
- Tarihte Lozan Antlaşmasıyla burada önemli bir mübalede yaşanıyor. Cunda adasında yaşayan Rumların gitmesi ve Midilli ve Girit’ten Müslümanların gelip yerleşmesine tanık oluyoruz.
- Cunda Adası’nda tarihi sokakları gezin, kiliseleri, müzeleri ve yel değirmenini ziyaret edin, pazardan taze otlar alın, ünlü Taş Kahve’de kahvenizi yudumlayın, Ege’nin eşsiz lezzetlerini özellikle Girit mutfağını deneyimleyin.
- Cunda Adası , sonbaharda Kaz Dağları’nın eteklerinde tarih ve deniz kokan sokaklarda yürüyüş yapmak, balık restoranlarda keyifli vakit geçirmek için ideal bir rota diyebiliriz.
6- Kastamonu
Kastamonu, hem Osmanlı Dönemi’nde önemli bir eyalet hem de Milli Mücadele yıllarında lojistik bir üs, Cumhuriyet Döneminde de devrimlerin öncüsü olan bir kenttir. Günümüzde de bu yıllara ait tarihi izleri taşımaya devam ederken aynı zamanda muazzam doğası, lezzetli mutfağıyla kendine çeken önemli bir turistik rota. Doğal güzelliklerine, yaylalarındaki renk cümbüşüne şahit olmak için de en doğru zaman sonbahardır. Kastamonu’da şehrin stresinden uzaklaşıp, yemyeşil çam ağaçları arasında sararan yapraklarını yere bırakan ağaçlarla bezeli yollarında doğayla kucaklaşıp, aynı zamanda tarihsel bir yolculukla birlikte huzurlu bir deneyim yaşayabilirsiniz.
7- Safranbolu / Karabük
Safranbolu, Osmanlı kent yaşamının tarihi dokusunu bugüne kadar korunup gelebildiği, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan yıllara meydan okuyan konakları, şirin sokakları ve çarşısıyla en çok bahar aylarında gidilen bir rota. Adını burada yetişen değerli safran çiçeğinden alır. Safranbolu araçla İstanbul’a 4-5, Ankara’ya 3 saat mesafededir. Safranbolu’ya geldiğinizde mümkünse konak tarzı otellerde konaklama yapın, müzeye çevrilmiş eski konak evlerini gezin, safran çayı için, meşhur Safranbolu lokumlarından satın alın, şirin sokaklarında kaybolup bol bol fotoğraf çekin.
8- Mardin
Rotamızı bu defa tarih boyunca onlarca kültür ve medeniyete ev sahipliği yapmış ve bunu günümüzde de farklı kültürlerin bir arada huzur içinde yaşadığı güneydoğu bölgemizde yer alan kadim bir kentte, Mardin’e çeviriyoruz. Son yılların en çok seyahat edilen kentlerinden biri olan Mardin, kendine has evleri, çarşıları, yemekleri ve sıcak insanlarıyla mutlaka görülmesi, gezilmesi gereken bir yer. Yaz aylarında sıcak, kış aylarında biraz soğuk olması nedeniyle ziyaret için en uygun zamanın bahar ayları olduğunu söyleyebiliriz. Mardin’i gezmeye Eski Mardin’in sokaklarından başlayın ve üç dinin barış içinde yaşadığı bu kentin tarihi cami ve kiliselerini ziyaret edin. Mümkünse tarihi konaklarda konaklayın. Telkari sanatının özenle yapıldığı Mardin’den buraya özgü size hatıra kalacak bir telkâri almayı da unutmayın.
9- Gaziantep
Sonbaharın en vazgeçilmez rotaları arasında hafta sonu gurme deneyimleri için dünyaca ünlü mutfağımız olan Gaziantep mutfağı gelir. Her lezzet yerinde güzel diyenlerin yıl içinde belki iki üç kere rotasını çevirdiği yer Gaziantep’tir. Yöresel yemekleri, baklavaları, fıstığı, kahvesiyle zengin seçenekler sunan Gaziantep’in aynı zamanda tarihi dokulu sokaklarını gezin, çarşılarından yöreye özgü yiyecekler ve kıyafetlerden alın, başta M.Ö. 2 yüzyıla ait, bakışlarındaki hüzün ve yapımında kullanılan teknikler nedeniyle Zeugma'nın Mona Lisa'sı olarak anılan Çingene Kızı Mozaiği’ne ev sahipliği yapan Zeugma Müzesini ve diğer müzelerini, tarihi hamamlarını, Gaziantep Kalesi’ni ziyaret edin.
10- Kapadokya
Yılın her mevsimi başka güzel olan Kapadokya, sonbaharda da hem yerli hem de yabacı gezginler tarafından en çok ziyaret edilen yerlerden biri. Gündoğumdan balonların peri bacaları üzerindeki kendine hayran bırakan dansı, binbir hikayesi olan yer altı şehirleri, yöreye özgü motifleri ve lezzetleriyle Kapadokya her zaman ilgi çekici bir rota.
Aracınız yoksa bile araç kiralayarak yola çıkabileceğiniz sonbaharın renkli dünyasını bulabileceğiniz Türkiye’den bu rotaları sizler için seçtik.
Bu içerik de ilginizi çekebilir: