
40 Yıllık Hatırı Olan Lezzet: Türk Kahvesinin Hikayesi
Türk kahvesi Türkler tarafından keşfedilmiş kahve hazırlama ve pişirme metodunun adıdır. Tadı, kokusu, köpüğü, pişirilme şekli ve ikramı ile kendine has bir geleneğe sahiptir. Telvesi ile ikram edilen tek kahve türü Türk kahvesidir. Fakat bu geleneksel lezzetin hikayesini anlayabilmemiz için öncelikle tarihçesine bakmamız gerekir. Dilerseniz gelin kültürümüzde oldukça fazla öneme sahip Türk kahvesinin öyküsüne beraber bakalım.
Türk Kahvesinin Tarihçesi
Türk kültüründe oldukça önemli bir yere sahip olan Türk kahvesi, Osmanlı İmparatorluğundan günümüze kadar gelmiş en eski kahve pişirme yöntemidir. Kahvenin 14. yüzyıl başlarında Habeşistan üzerinden tüm dünyaya yayıldığı ve çıkış yerinin de Güney Habeşistan’daki Kafka yöresi olduğu söylenir.
Türk kahvesinin tarihi kökeninin 10. yüzyılda yaşayan Arap doktoru Rhazes’e dayandığı söylense de, kullanımı M.S. 575 yıllarına dek uzanır. Üstelik Türk kahvesinin elde edilmesi de Arap Yarımada’sında kahve meyvesi kaynatılması sonucu gerçekleşir. Bu hazırlama ve pişirme metodu sayesinde de gerçek kahve kendi lezzetine ve aromasına kavuşma fırsatı elde etmiştir.
İlginizi çekebilir: Gastro-Turizm Nedir? Türkiye’de Lezzetleriyle Ünlü Gastronomi Şehirleri
Sadrazam Özdemiroğlu Osman Paşa’nın babası olan Memlük Çerkeslerinden Osmanlı’nın Yemen valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kalarak kahveyi İstanbul’a getirdi ve yeni hazırlama yöntemi sayesinde de güğüm ve cezvelerde pişirilerek günümüzde anılan Türk kahvesi adını aldı. Böylece Tahtakale’den başlayarak kente yayılan kahvehanelerin halk arasında yayılmasına öncü oldu. Daha önceden Arap Yarımadası’nda kahve meyvesinin kaynatılması sonucu elde edilen içecek, yeni hazırlama metodu ile özgün tadına kavuştu.
Biraz şaşırabileceğiniz sıradaki bilgiye hazır olun çünkü Avrupa kahve ile Türkler sayesinde tanışmıştır! Avrupalılar uzun yıllar boyunca kahveyi Türk kahvesi olarak hazırlayıp tüketmiştir.
Türklerin Kahve ile Tanışma Süreci
Türklerin kahve ile tanışma süreci için ortaya atılan iki farklı rivayet vardır. Birincisi 1554 yılında Suriyeli iki girişimcinin kahveyi İstanbul’a getirmesi iken, ikincisi Yavuz Sultan Selim döneminde Yemen Valisi Özdemir Paşa’nın kahve çekirdeklerini İstanbul’a getirmesidir. Onun sayesinde sarayın kahve ile tanıştığına inanılır. Saray teşkilatına kahvecibaşının tahsil edilmesinden sonra da günden güne kahveye gösterilen ilgi artmıştır.
Venediklilerin İstanbul’a gelmesiyle kahve 1615 yılında Venedik’e ulaşmıştır. Böylece Avrupa’nın da göze içecekleri arasına girmeyi başarmıştır. Venedik’teki ilk kahvehane 1645 yılında açılmış, Paris’te açılması ise 1643 yılını bulmuştur. Londra’nın kahvehanelerle tanışması ise 1651 yılında olmuştur.
Türk Kahvesinin Çekirdeği Nereden Gelir?
Türk kahvesinin çekirdeği Brezilya’dan gelir. Getirilen çekirdekler Türkiye’de öğütüldükten sonra paketlenir. Yemen’den Türkiye’ye gelen kahvelerin namı dünya çapında yayıldıkça, Yemen’in üretiminin yetersiz kaldığı söylenir. 1600’lü yılların sonunda iklimi kahve yetiştirmeye müsait olan Brezilya, Küba, Jamaika ve Kolombiya üretime başlamıştır. Böylece Türkler kendi damak zevklerine uygun kahveyi Brezilya topraklarında bulmuştur. 1700’lü yıllar itibariyle de Türklerin kahveyi Brezilya’dan aldığı bilinir.
Türk Kahvesinin Öğütülme Serüveni
Türk kahvesinin öğütülme süreci de son derece titizlikle ilerler. Orta Amerika ve Brezilya kaynaklı, Arap türü yüksek kaliteli kahve çekirdeklerinden harmanlanan ve tercihen kömür ateşinde ağır bir şekilde yavaşça kavrulan Türk kahvesinin oldukça ince öğütüldüğünü vurgulamalıyız. Cezve yardımıyla su ve istek bazında şeker ilave edilerek pişirildikten sonra bir fincan kahveye iki çay kaşığı kahve eklenir. Küçük fincanlarla servis edilir. İçmeden önce de telvesinin dibe çökmesi için kısa bir süre beklenir. Su düşünüldüğü gibi kahvenin bitiminden önce değil, sonra içilmelidir.
Türk Kahvesinin Lezzet Analizi
Hafif kavrulmuş Türk kahvesi içerisinde 50, orta derecede kavrulan kahvede 59, yoğun kavrulmuş kahvede ise 65 farklı tat ve koku maddesi bulunur. Üstelik hafif kavrulmuş kahvede tatlı, ekşi ve meyvemsi özellikler mevcutken, orta kavrulmuşta odunumsu, baharatımsı, tütünümsü ve meyvemsi özellikler kendini gösterir. Çok kavrulmuş kahveye geldiğimizde de, acı, odunumsu, toprağımsı tat ve koku bulunduğunu söyleyebiliriz.
Yorum Yap