Japon Sanatı Ukiyo-e Nedir?

Japon Sanatı Ukiyo-e Nedir?

Yamato-e yani klasik Japon resim sanatı akımının devamı niteliğinde olan Ukiyo-e Japonca’da ‘yüzen dünya resimleri’ anlamına geliyor. M.S 1603 – 1868 yıllarını kapsayan Edo döneminin sanatçılarını, şehir yaşamını, romantik ambiyanslarını konu alan Japon ahşap baskı sanatıdır. Bu akım kentsel yaşamın duyusal zevklerini ve hazlarını aktarırken dünyevi tatların havai doğasını hatırlatır.

İlginizi çekebilir: Japonya'nın Kültürünü Keşfedin: Sanat, Yemek, Din, Günlük Yaşam ve Gelenekler

 

Ukiyo-e Nedir?

Net hatları, cüretkar kompozisyonları, belirgin geçişleri ile önde gelen çağdaş Japon sanat türlerindendir. El ile yapılan Ukiyo-e baskıları, kesinlikle baskı ile yakalanması mümkün olmayan harikulade tonların ve efektlerin elde edilmesini mümkün kılar. 1900’lü yılların başına kadar etkisini gösteren bu akım Avrupa’ya kadar yayıldı. Ukiyo-e orada birçok sanatçının da dikkatini çekti. Bu isimler arasında Gustav Klimt, Paul Gauguin, Claude Monet, Édouard Manet ve Vincent van Gogh yer alıyor.

Japon Resim Sanatı – Edo Dönemi

Ukiyo-e’nin tarihsel gelişimine değinmeden önce Japon resim sanatının Edo dönemi gelişimine değinelim. Şimdiki ismi Tokyo olan Edo Bölgesi, 1603 yılında gayriresmi başkent ilan edildi. Böylelikle siyasetin de merkezi haline geldi ve o döneme değin yalnızca küçük bir balıkçı kasabası olan Edo’nun bir yüzyıl sonrasında dünyanın en büyük kentlerinden birisi olmasına neden oldu. Sanat tarihi, Edo Dönemini 1667 ile 1867 yılları arası olarak takvimler.

Bu dönemlerde uzun bir iç savaştan çıkan Japonya’yı birleştiren Tokugawa leyasu, imparator tarafından 1603 yılında şogun olarak görevlendirilir. Tokugava leyasu da kazandığı toprakları kendisini destekleyenlere dağıtır ve Edo’da kendi Tokugawa Şogunluğunu yani özel yönetimini kurdu. Tokugawa Şogunluğu’nun bu süreçte sağladığı politikalar sayesinde birçok sanat da kendi alanında yenilikler yaşamaya başladı. O zamana kadar sanatın büyük çoğunluğunu kamu evleri oluştururken bu tarihten sonra günlük yaşam dinamikleri ön plana çıkmaya başladı. Bunun tıpkı Avrupa resim sanatının halka inmesi ile benzer bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Bu dönemlerde sanatı popülerleştirmenin en kolay yolu halka indirgemekti. Bu sayede insanların hangi sınıfa ait olduğu önemsiz oldu ve yalnızca sanatlarını yapma imkanı buldular.

Edo Dönemi Sanat Oluşumu

Bu sanat akımı kendi karakterini oluştururken Tokugawa Şogunluğu’ndan önceki dönem olan Momoyama döneminin etkisi olduğu söylenebilir. Edo dönemi sanatının oluşumundaki etkenlerden birisi de Kano okulundaki –resim okulundaki, sanatçıların değişime ayak uydurmaları da yatar. Kano okulu, Edo dönemi ile gelişen süreçte boyama tekniklerinin de temellerini oluşturdu. Bununla birlikte 1661 ve 1673 yılları arasında yaşanan Kanbun döneminde Kano okulunda geliştirilen yeni resim teknikleri kent Edo’da da kendini göstermeye başladı ve gittikçe yaygınlaştı. Bu dönemde resim, gelen taleplere göre üretiliyordu ve bazı eserlerin seri üretimde olmasına ihtiyaç vardı. Tam da bu ihtiyacın ardından çeşitli baskı çeşitleri denenmeye başladı ve Ukiyo-e’nin doğuşu gerçekleşti.

 

Ukiyo-e Tarihçesi

Öncelikle tahta baskı sanatının Japonya’da kullanımından önce M.Ö 206 ile M.S 220 yılları arasında Çin’in Han Hanedanlığı döneminde sıklıkla kullanıldığını söyleyebiliriz. Edo dönemine kadar Japonya’da yaygınlığı olmayan bu akımda tahta baskısı önceleri uygun fiyatlı kitapları çoğaltmak için geleneksel kıvrımlı tomara uygulandı. Sonrasında formu değişti ve seri baskı üretebilmek için bir araç olarak yeniden tasarlandı.

Ukiyo-e renkli ahşap baskı tekniği olarak anılsa da nikuhitsuga isimli farklı bir türü daha bulunuyor. Bu uygulamada da kağıt rulolarına fırçayla yapılıyor. Özellikle nikuhitsuga ressamlarının çalışmalarının dönemin zengin ve soylu ailelerine çok yüksek fiyatlara satıldığını söylemek mümkün. Ancak Edo döneminin sonlarına doğru gelindiğinde Ukiyo-e tekniğinde yapılan bir resim bir kase çorba fiyatına satılmaya başlar. Bu iddianın kesinliği tam olarak bilinmese de günümüze gelen bilgi bu şekilde. Diğer yandan 1600’lü yıllarda sanatçılar renkli eserlerini daha hızlı üretebilmek için tarihi ahşap baskı tekniğini geliştirdiklerini ve bu kalıplar sayesinde üretilen eserlerin çoğaltılmasının çok daha az zahmetli ve az maliyetli hale geldiğini de hatırlatmak gerek. Böylelikle Edo döneminde halkın her kesiminden herkesin birbirinden güzel Ukiyo-e tekniği ile yapılmış resme ulaşmasını kolaylaştırır. Hatta bu tekniğin eski Japon kitaplarının illüstrasyonlarında kullanıldığını da ekleyebiliriz.

Japonya’daki Ukiyo-e ustalarından söz edecek olursak Kitagawa Utamaro, Ando Hiroshige ve Katsushika Hokusai isimlerini sayabiliriz. Bu önemli isimlerin eserleri günümüzde dünya standartlarında sanat eseri olarak kabul görüyor ve tekniğin yükselmesinde etken rol oynadıklarını söylemeden geçmek olmaz.

Hishikawa Moronobu’nun 1672 yılında tahta kalıplar üzerine resim çizmesi ile başlayan Ukiyo-e akımı, Meihi Restorasyonu’na kadar varlığını sürdürdü ve toplumun hemen her kesiminde yer aldı. Batı dünyası aracılığı ile teknoloji ile tanışan Japonya’da zamanla Ukiyo-e popülerliğini kaybetti. Ancak bu durum batıda birçok sanatçıya ilham kaynağı olmasını etkilemedi.

Ukiyo-e Sanatçıları Kimlerdi?

Edo dönemi ile başlayan Ukiyo-e akımının Japonya’daki önemli temsilcilerinden birisi Katsushika Hakusai’nin Fuji Dağı’nın farklı mevsim ve hava koşullarında çeşitli uzaklıklardan göründüğü tam 46 büyük tahta oymabaskı resminden oluşan ahşap baskı resim serisi en önemli eserlerindendir. Sanatçı rastgele çizimler anlamını karşılayan manga terimi ilk kullanan isimdir ve öğrencilerinin kopyalayabilmesi için hazırladığı eğlenceli çizimler günümüzde de bilinen Japon çizgi roman türü olan Hokusai Manga’yı ortaya çıkarır. Ukiiyo-e’nin bir diğer önemli temsilcisi de Utagawa Hiroshige. Onu çizdiği manzaralar ve konseptleri diğer temsilcilere göre daha romantik bir tarza sahiptir. Hiroshige’nin tarzı Japonya ile sınırlı kalmayıp 1800’lü yılların batı dünyasında da etkisini gösterir.

Batı Ukiyo-e ile Ne Zaman Tanıştı?

Avrupa’nın Japon resim akımı Ukiyo-e ile tanışması tam olarak 1865 yılını karşılar. Fransız ressamlardan olan Blackmon, Japonya’dan çömlek sipariş eder ve bu çömleğin ambalajı üzerinde Ukiyo-e eseri vardır. Bu çalışmadan oldukça etkilenen ressam çalışmayı buradaki diğer arkadaşları ile paylaşarak onların da bu akımı keşfetmelerini sağlar. Hatta eserlerin Avrupa’daki fiyatı Japonları hayrete düşürecek kadar yüksektir.

Batıda Ukiyo-e Akımı Nasıl Algılanmıştı?

Avrupa’da Ukiyo-e’yi birçok ressam kullansa da en karakteristik özelliğini Van Gogh’un Pere Tanguy Portresi’nde görürüz. Hatta Hiroshige’nin en bilinen eserlerinden bazılarını portrenin arka planında yağlı boya ile taklit eder. Van Gogh, Ukiyo-e’yi ilkel bulmasına rağmen onun etkisi altına girmekten kaçamaz. Diğer bir isim ise Emile Zola’nın portresini çizen Edouard Manet, resminde Japon baskılarına ithafta bulunur ve bunu örnekleyen ilk Avrupa resim çalışmalarından birisi olur.

Yorumlar (0)

Yorum Yap