
Lviv’de Mutlaka Görmeniz Gereken Yerler
Lviv’in sanat, mimari, yerel lezzetle ve sahip olduğu derin kültürün izlerine kadar her yönden sizi estetik zevkiyle etkilemesine hazır mısınız? Sizi her yönden tatmin edecek bir seyahat deneyimi yaşatacak olan kent, ekonomik ve vizesiz oluşu ile dikkatleri her yönden üzerine çekiyor. Gelin hep beraber Lviv'de görülmesi gereken yerlere beraber göz atalım.
İlgili içerik: Ukrayna Hakkında Bilmeniz Gereken 15 Şaşırtıcı Bilgi
Rynok Meydanı
Lviv’de mutlaka görmeniz gereken yerler listemize şehrin nabzını attığı Rynok Meydanı ile başlıyoruz. Dilimizdeki anlamı ’Pazar Meydanı’ olan Rynok Meydanı’nda, diğer pek çok Avrupa kentinde olduğu gibi belediye binası ve saat kulesi de bulunuyor. Bu meydan insanların etraftaki kafelerde oturup sosyalleştiği, birçok hediyelik eşya dükkanının sıralandığı rahat bir alan. Sokak müzisyenlerinin keyif dolu notalarını duyacağınız meydanda, Apollon, Neptün, Adonis, Diana ve Amphitrite heykellerinin bulunduğu çeşmeler estetikle sergileniyor. Bu meydanda bulunan binalara dikkatlice baktığınızda her katında en fazla üç pencerenin bulunduğunu fark edeceksiniz.
Vysoky Zamok / Yüksek Kale
Rynok Meydanı’ndan yarım saate yakın bir sürede yürüyerek ulaşabileceğiniz Yüksek Kale, Vysokyi Zamok Park içinde bulunuyor. Deniz seviyesinden 500 metre yükseklikte bulunan bu kaleye çıktığınızda şehrin panoramik görüntüsü tüm ihtişamını önünüze serilecek. Geçmiş tarihte bölge halkının sığındığı yerlerden birisi olan Yüksek Kale, sırasıyla Kazaklar, Osmanlılar ve İsveç ordusuna karşı düşmüş. Yaşadığı bu bozgunlardan sonra adeta bir harabeye dönen kale yeniden inşa edilmemiş.
Lviv Opera Binası
Kentin en önemli noktalarından birisi olan Lviv Opera Binası, mimari detayları ile göz doldururken burada sergilenen gösterileriyle de oldukça önem taşıyor. Rönesans ve Barok mimarisi esintilerini göreceğiniz bu yapı 1897 yılında Poltva Nehri’nin kıyısında bulunan bataklık alanın kurutulması ile inşa edilir. Sanat ve estetikle iç içe bir duruşa sahip olan şehrin en görkemli yapılarından birisi olan bu etkileyici binayı mutlaka görmenizi hatta eşsiz akustik özelliği ve dekorunu deneyimleyebilmeniz için bir gösterime bilet almanızı öneririz.
Lychakiv Mezarlığı
Lviv seyahatine çıkıp mezarlık mı gezeceğiz, dediğinizi duyar gibiyiz. Haklı bir serzeniş olabilir ama sayfayı kaydırmadan önce okumanızı öneririz. Çünkü burası Açıkhava müzesi tadında bir yer. Yalnızca mezarlar değil aynı zamanda anıtlar, heykeller, özel yapılar da var. II. Dünya Savaşı’ndan önce Lviv’de yaşamış olan birçok burjuva ve aristokratın görkemli mezarları burada bulunuyor.
Virmenska Caddesi
İki farklı isimle çağrılan bu yerin diğer ismi de Ermeni Sokağı. Sokak 1200’lü yıllarda Moğol istilası nedeniyle anavatanlarından ayrılmak zorunda kalan Ermenilerin bu bölgeye yerleşmesiyle kurulur. Burayı kendi kültürlerine uygun bir şekilde dizayn eden Ermeniler sanat ve ticarette kısa sürede öne çıkar. Virmenska Caddesi sosyal açıdan oldukça renkli bir dokuya sahip öyle ki üzerinde muazzam güzelliğe sahip mimariye sahip konutlar ve Ermeni Katedrali ile Ermeni Avlusu gibi önemli yapıları barındırıyor. Bu cadde üzerinde birçok kafe, restoran, butik, el işi ürünlerin satıldığı mağazalar, galeriler yer alıyor.
Shevchenka Bulvarı
Yaklaşık çeyrek saatlik bir sürede bir başından diğerine yürüyebileceğiniz bulvarın alışılmadık bir trafik düzenine sahip; her iki yanında araç trafiği açık ancak orta kısmı ağaçlarla çevrili ve gezinti arasında soluklanmak için oldukça işlevsel. Bulvarın etrafında bulunan binaların mimari özellikleri oldukça göz doyurucu. Burada keyifle alışveriş yapabilir, restoran ve kafelerinde lezzet molaları verebilirsiniz.
Stryisky Park
Sıra geldi Lviv’in en romantik yerini sizinle paylaşmaya. Bir gölet düşünün üzerinde kuğular tüm naifliğiyle salınıyor, kıyısında söğütün salkım dalları sarkıyor… Birçok söğütün bulunduğu bu parka ilk söğüt ağacı diken kişi ise dünyaca ünlü şair Shevchenko. Parkta bulunan çeşmeden kaynak suyu akıyor ancak bu suyun kesinlikle içilmemesi öneriliyor, gidecek olursanız mutlaka aklınızda bulunsun.
Ivan Franko Parkı
Lviv’in en sevilen parklarından birisi olan Ivan Franko Parkı, şehri keşfederken mini bir piknik molası vermek için oldukça ideal bir mekan. Ukrayna’nın en eski parkı olan bu güzel alan, günümüzden yaklaşık 400 yıl önce kurulmuştur. Şehre bahar ya da yaz aylarında geldiyseniz mutlaka bu parkı ziyaret etmenizi öneririz.
Lviv Etnografya Müzesi, Sanat ve El Sanatları
Şehrin en ilgi çeken müzelerinden birisi olan Lviv Etnografya Müzesi, Sanat ve El Sanatları Miskevycha Meydanı’nda eski Galiçya Tasarruf Bankası’nın binasında hizmet veriyor. Binanın dışında bulunan ve yapıyı harikulade şekilde ilgi çekici hale getiren heykel ve motiflerin mutlaka dikkatinizi çekeceğini düşünüyoruz. İç mimarisinin de oldukça etkileyici olduğu müzenin tavanı, su mermerinden yapılmış sütunları, pencereleri, merdivenleri ve tüm ince işçilik sergileyen mimari detayları ayrı ayrı ilgiyi hak ediyor. 3 kattan oluşuyor ve kentin en kapsamlı müzesi. Sovyet kültürüne ait yaşamı simgeleyen eşyalar, takılar, sofra sunumları, vitraylar, mobilyalar, giyimler, posterler ve çeşitli dekoratif ögeler sergileniyor.
Lviv Ermeni Katedrali
Doğu Avrupa Ermeni nüfusunun en yoğun olduğu şehirlerden birisi de bu kent. 1300’lü yıllarda Lviv’e yerleşmeye başlayan Ermeniler, Kars’ta bulunan Ani Katedrali’nin bir örneğini de burada inşa ederler. UNESCO Dünya Mirası eserleri arasında bulunan yapıya girişler de ücretsiz.
St. George Katedrali
Birçok gezgine göre kentin en etkileyici katedrali olarak gösterilen St. George Katedrali, 1760 yılından bu yana tüm görkemiyle şehrin batı yakasında bir tepenin sırtında bulunuyor. Barok ve Rokoko mimari tarzlarının en güzel birleşimlerinden birisi olan yapının etkileyici bir ambiyansı olduğunu söyleyebiliriz.
Dominikan Katedrali
Kentin en eski katedrallerinden birisi olan Dominikan Katedrali hem dış hem de iç mimarisiyle sizi epey etkileyecek. 1200’lü yıllarda dönemin Ukrayna Prensi Lev Danylovyh’in eşi Macaristan Prensesi Constance için yaptırdığı katedralin kilise bölümü ne yazık ki birkaç yangın atlattığından uzun süre kullanılamaz duruma gelir. Ancak 1749 ile 1761 yılları arasında geçirdiği restorasyonlar ile günümüzdeki görünümüne kavuşur. Lviv zindanlarının bir kısmı da katedralin altında bulunuyor.
Potocki Sarayı
Lviv’de keyifle gezeceğinizi düşündüğümüz noktalardan birisi de Potocki Sarayı. Tarih, sanat ve mimarinin buluştuğu bir nokta olan bu yapı, Lviv’de döneminin önde gelen ailelerinden Potocki’ler için yapılmış bir saray. Günümüzde ise aileye ait geniş sanat koleksiyonunu sergileniyor. Bu saraya girdiğinizde sizi 15. yüzyıldan günümüze gelen Meryem Ana Heykeli tüm görkemi ile karşılayacak, adımlarınızı ilerlettiğinizde ise sarayın karakteristik yapısını yansıtan dekorasyonunu göreceksiniz. Sarayın ikinci katında Lviv Sanat Galerisi’ne bağlı Avrupa Sanat Müzesi yer alıyor. Burada kıta sanatının en güzel koleksiyonlarından birisi ile karşılaşma şansını yakalayacaksınız.
Yorum Yap