Nisan Ayında Gezip Görmelik 7 Rota

Nisan Ayında Gezip Görmelik 7 Rota

Baharın tüm güzelliği nisan ayıyla birlikte kendini cesurca ortaya koyarken sokaklar, sahiller ve parklar neşeli kahkahalarla çınlamaya başladı bile! Güneşin içimizi ısıtmaya başlamasıyla birlikte siz de valizinizi toplamak için sabırsızlanıyorsanız nisan ayında gezilecek yerler yazımız tam size göre!

1- Halfeti

Şanlıurfa’nın batısında bulunan Halfeti, şehre hakim olan karasal iklimin tam zıttı bir karakterle ziyaretçilerini karşılıyor. İlçenin 1985-2000 yılları arasında inşa edilen Birecik Barajı ile yüzölçümünün yüzde 80’i sular altında kaldı ve şehir merkezi yaklaşık 15km mesafedeki yeni yerleşim noktasına taşındı. Evlerin, cami minarelerinin ve diğer birçok yapının su altında kalmasının sonucunda ise Halfeti zaman içinde bugünkü masmavi duruşunu kazanıyor. Günümüzde ‘Saklı cennet’ gibi isimlerle anılan Halfeti’de sular altında kalmış birçok tarihi yapıyı görebilirsiniz. Çok sayıda yerli ve yabancı turistin de ilgisini çeken ilçede keyifli bir gün geçirebilirsiniz. Baraj gölü kıyısına kurulmuş tesislerde lezzetli menüler tadabilir, bu eşsiz manzara karşısında keyif kahvenizi ya da çayınızı zevkle yudumlayabilirsiniz. Gölde bölge tarihinin de aktarıldığı tekne turuna çıkabilirsiniz. Bu turlar yaklaşık iki saate kadar sürebiliyor. Halfeti’nin huzur sağlayan ambiyansı ile Cittaslow yani Sakin Şehir unvanını aldığını da sizinle paylaşalım.

 

2- Tuz Gölü

Ülkemizin en büyük ikinci gölü olma özelliğini elinde tutan Tuz Gölü, Aksaray, Konya ve Ankara’nın kesişiminde bulunuyor. Doğal güzelliğe sahip bu göl harita ve atlaslarda mavi renkte gösteriliyor olsa da yüksek tuzlu yapısı sayesinde bembeyaz bir oluşum. Günümüzde dünya çapında en önemli göllerin arasında kendine yer edinen Tuz Gölü, dünyanın en tuzlu ikinci gölü olma özelliğine sahip. Ekosistemi hayli zengin olan Tuz Gölü’nde 85 adet kuş, 4’ü endemik olmak üzere 129 adet böcek ve 38 adet de endemik bitki türü bulunuyor. Türkiye’nin en sığ gölü olan Tuz Gölü’nün ortalama su seviyesi yalnızca 40cm kadar, yani içinde rahatlıkla yürüyebilirsiniz. Ancak yağışın oranlarının artış gösterdiği bahar aylarında yüksekliği 150cm’ye kadar da çıkabiliyor. Tam bir görsel şölen manzarasıyla karşılaşacağınız bölgeye gitmeden önce yansıyan güneş ışınlarının etkisinde kalmamak için mutlaka güneş kreminizi sürün ve yanınıza güneş gözlüğünüzü de alın. Tuz Gölü’nün bir diğer özelliği ise büyük flamingo türünün dünyadaki en önemli üreme alanlarından birisi olması. Flamingolar nisan ayı başından itibaren gelmeye başlayarak renkli görüntülere neden oluyorlar. Bu farklı atmosferin tadını çıkartmak için özellikle gün batımını Tuz Gölü’nden izlemenizi öneririz. Ayrıca Tuz Gölü Kapadokya bölgesine iki saat uzaklıkta yer alıyor, seyahat planınızı hazırlarken göz önünde bulundurabilirsiniz.

 

3- Hatay

Medeniyetler beşiği kentlerin başını çeken Hatay’ı bugün lezzetli mutfağıyla anar olsak da şehir aslında ülkemizin ilk yerleşim yerlerinden biri. Tarihi M.Ö. 100.000 ile 40.000 yılları arasına dayanıyor bu da kentin birçok medeniyete ait izleri bir arada taşıması ve farklı inanışlara sahip kişileri bir arada barındırması ile tam bir kültür mozaiği olmasını sağlıyor. Türkiye’nin mutlaka görülmesi gereken yerleri arasında sayabileceğimiz bu kentte gezip görebileceğiniz çok yer, tadacağınız birbirinden leziz yemekler var. Görebileceğiniz yerler arasında şehrin merkez ilçesi Antakya’da bulunan kiliseler ve camiler, tarihi Antakya Çarşısı, Asi Nehri, kaleler ve çiftlik evleri yer alıyor. Daracık sokaklarında tarihle harmanlanarak kaybolacağınız Hatay, kendi mutfağına has mezeleri, kebapları, meşhur künefesi ve kahvesiyle size tadına doyamayacağınız bir tatil vadediyor.

 

4- Rize

Bu kez rotamızı kuzey doğuya doğru çeviriyoruz ve size mavi ile yeşilin müthiş uyumu Rize’den söz etmek istiyoruz. Özellikle nisan ayında yeşilin birçok tonunun gözler önüne serildiği Rize yaylalarında oldukça keyifli bir tatil geçirebilir ve ciğerlerinize oksijen bayramı yaşatabilirsiniz. Şehir merkezinden yaylara düzenlenen turlarla bu yemyeşil doğayı keşfetmeye başlayabilirsiniz. Fırtına Vadisi, Rize Kalesi, Zil Kalesi, Bozuk Kale ve Ciha Kalesi gibi birçok tarihi yapıyı, göz dolduran mimarileri ile tarihi camilerini, meşhur çay tarlalarını ve yaylalarını gezebilirsiniz. Konaklamanızı ise şehir merkezindeki otellerde yapabileceğiniz gibi yaylalarda bulunan butik otellerde de yapabilirsiniz. Tercihinizi yaylalardaki tesislerden yana kullanacak olursanız sabahları kuş sesleri eşliğinde yeni güne başlayacağınızı da keyifle ekleyebiliriz.

 

5- Faralya

Birçok kişi Fethiye Ölüdeniz ve Kelebekler Vadisi’ni biliyor ancak peki ya bu vadinin hemen ardından ulaşabileceğiniz tam bir yeryüzü cenneti olan Faralya’ya dair de bilginiz var mı? Antik Likya ve Eski Roma kalıntılarının halen sergilendiği bu tarihi köyde inanılmaz bir manzaraya şahitlik edebilirsiniz. Nisan tatilinizi deniz sezonu tam başlamadan bilinenden biraz daha öteye taşımak isterseniz Faralya sizin için hoş bir öneri olabilir. Baharı ayaklarınızın altına serilen denizi ve sırtını yasladığı dağıyla Faralya’da karşılayarak kışın yorgun izlerini sakince üzerinizden silebilirsiniz.

 

6- Assos

Antik kentlerde tatil yapmayı tercih ediyorsanız nisan ayında tatil hakkınızı Assos’tan yana kullanabilirsiniz. Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinin güneyinde yer alan Assos, Behramkale Köyü’nde yer alıyor. Burada bol bol yürüyüş yaparak çok güzel köyler keşfedebilir, Ege mutfağına ait birbirinden leziz yiyeceklerle baharın gelişini kutlamaya devam edebilirsiniz. Konaklama için de oldukça fazla alternatifi bulunan bölgede pandemi koşullarına göre ne şekilde konaklamak isterseniz buna göre seçenekleriniz var. İsterseniz kamp atabilir, isterseniz ev kiralayabilir, isterseniz de otel ya da pansiyonlarda kalabilirsiniz.

 

7- Ankara

Ülkemizin ikinci en büyük kenti olan Ankara’da hakim görüşün aksine tarihi ve kültürel zenginliğinden doğan birçok gezip görebilecek yer var. Bahar denildiğinde akla ilk gelen yerler arasında parklar olduğu için Ankara’da gezip görülecek yerlere parkları sayarak başlayabiliriz. Kuğulu Park, Seğmenler Parkı, Gençlik Parkı, Altınpark ve Botanik Parkı yalnızca ilk akla gelen yerlerden. Doğal ortamlardan sözü açmışken Ankara’nın meşhur iki gölünden de söz edelim. ODTÜ arazisi içinde yer alan Eymir Gölü’nün çevresi çam ağaçlarıyla çevrili. Burada bisiklet kiralayarak oldukça keyif alacağınızı düşündüğümüz bir bisiklet turuna çıkabilirsiniz. Bir diğer göl olan Mogan da kentin Gölbaşı ilçesinde yer alıyor. Oldukça büyük olan bu göl çevresinde mangal yakmak için özel ayrılan alanlar, yürüyüş parkurları, parklar ve çay bahçeleri bulunuyor. Şehir merkezine yeniden dönecek olursak ilk ziyaret noktalarından birisi Anıttepe’de bulunan Anıtkabir olacaktır. Şehrin dört bir yanını gören harika manzarasıyla Anıtkabir yalnızca bir anıtmezar değil. Burada aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk’ün şahsi eşyaları, savaş betimlemeleri ve o dönemde kullanılan makam araçlarına değin görebileceğiniz bir Atatürk ve Kurtuluş Savaşı müzesi. Başkentin tarihi köşelerine gezmeye başlayacağınız zaman ilk sırayı Ankara Kalesi ve çevresine verebilirsiniz. Burası sahaftan, antikacıya, halıcıdan, yerel el sanatları ürünleri satan mağazalara kadar epey zengin bir yapıya sahip. Hamamönü ise aslına uygun şekilde restore edilen mimarisiyle dikkatleri üzerine topluyor. Burada birçok konak ve camileri görebilir, Sanat Sokağı ve El Ürünleri Pazarı’nı turlayabilirsiniz.

Yorumlar (0)

Yorum Yap