Mezopotamya Hakkında Keşfetmeniz Gereken 5 Bilgi

Mezopotamya Hakkında Keşfetmeniz Gereken 5 Bilgi

Antik Yunanca’dan gelen Mesopotamia kelimesi iki ırmak arasındaki bölge anlamına gelir. Bu iki ırmak Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu bölgesinden de geçen Fırat ve Dicle nehirleridir. Günümüzde Mezopotamya toprakları; Türkiye’den Suriye, Irak ve Güneybatı İran sınırlarına kadar uzanır. Medeniyetin beşiği olarak tanımlanan bölge, tarih boyunca pek çok uygarlığa ev sahipliği yapar. Mezopotamya, tarih öncesi çağlardan beri verimli toprakları ve yaşamaya uygun iklim koşullarıyla üzerinde sürekli hakimiyet mücadelesi verilen bir bölge olur.

1- Mezopotamya Bölgesi’nde Kurulan Medeniyetler

 

Fırat ve Dicle nehirlerinin kilometrelerce uzaklıktan sürükleyip getirdiği alüvyon topraklar, Mezopotamya’nın verimli bir bölge olmasına sebep olur. Bu durum bölgenin tarih boyunca farklı kavimlerden göç almasıyla sonuçlanır. Öyle ki burada hiçbir zaman tek bir millet siyasi olarak baskın gelmemiştir. Bu nedenle Mezopotamya kelimesi, sınırları belirli bir siyasi mevcudiyeti tanımlamak için değil coğrafi bölgeyi tarif etmek için kullanılır. İnsanlığın yerleşik yaşama ilk geçtiği yer olarak bilinen Mezopotamya, pek çok kadim medeniyete ev sahipliği yapar. Buz devrinin bitmesinin hemen ardından Mezopotamya topraklarına göçen insanlar, bu coğrafyada dünya kültür mirasının temellerini atar. Sümer, Babil, Akad, Asur ve Elamlar medeni gelişimin öncülüğünü yaparlar.

 

2- Dünyanın Pek Çok İlkine Sahne Olmuş Bir Coğrafya

 

  • İlk yazı denemeleri: Dünyanın ilk yazı denemeleri Mezopotamya topraklarında piktogram olarak isimlendirilen bir sistemle geliştirilir. Piktogram; bir düşünceyi ya da anlatılmak istenen herhangi bir kavramı resimlerle temsil eden sembollerdir. Daha sonra Mezopotamya medeniyetlerinden Sümerler, farklı sesler için farklı işaretlerin kullanıldığı çivi yazısını geliştirir. O tarihten sonra artık kil ve tabletler üzerine yazı yazılmaya başlanır.
  • İlk bilimsel çalışmalar: Zamanı 60 dakikalık periyotlara bölen ilk insanların Mezopotamya’da yaşadığını biliyor muydunuz? Sümerler matematik ve geometri hesaplamalarında oldukça ileri bir medeniyetti. Günümüzde kullandığımız zaman ölçümünü kullanmakla birlikte haftayı yedi güne bölen bir takvim de oluşturmuşlardı. Hatta Babiller güneş ve ay tutulmalarını hesaplayabiliyorlardı. Fakat bu astronomik olaylara dini bir anlam yüklüyorlardı. Güneş ya da ay tutulmaları eski Mezopotamya medeniyetleri için kötüye işaretti.
  • İlk hukuk metinleri: Mezopotamya’ya medeniyetlerin beşiği denmesinin pek çok sebebi var. Bunlardan en önemlisi toplumların kanunlarla bağlı olarak yönetilmesidir. 282 adet yasa içeren Hammurabi Kanunları, dünyanın bilinen en eski yazılı hukuk metnidir.

3- Dünyanın En Eski Mutfağı: Mezopotamya Yemek Kültürü

 

Verimli topraklarıyla adından söz ettiren Mezopotamya, tahmin edileceği gibi sınırsınız malzemeden oluşan bir mutfağa sahip. Akdeniz’in eşsiz balıkları, topraklarında yetişen sebze ve meyveleri, çeşitli tahılları ve etleriyle birbirinden lezzetli yemekler pişirirlerdi. Kubbeli fırınlarda hamur, ekmek, balık ve et gibi gıdaları, kilden üretilen çanaklarda ise sebze yemeklerini yaparlardı. Aynı zamanda tahılları malt haline getirip bira dahi üretebiliyorlardı. Binlerce yıl önce eski Mezopotamya medeniyetleri tarih sahnesinden çekilmiş olsa da bugün Anadolu’nun gastronomi merkezi hala Güneydoğu Anadolu bölgesidir. Mezopotamya’nın geleneksel yemekleri her yıl çeşitli gastronomi festivalleriyle yerli ve yabancı turistlere sunulmaya devam etmektedir.

 

4- Mezopotamya Bölgesi’nin Destansı Yerleri

 

Anadolu topraklarını Mezopotamya’ya bağlayan Güneydoğu Anadolu bölgesi, onlarca uygarlığa ev sahipliği yapmış olmasıyla destansı bir gezi rotası sunuyor. Bölgede her ne kadar 9 şehir bulunsa da tamamını gezmeye zaman bulamam diyenler için Hasankeyf, Midyat, Harran, Halfeti ve Kahta (Nemrut) ilçelerinin mutlaka görülmesi gereken yerler olduğunu söyleyelim. Kültürü ve tarihiyle dünyanın en önemli turizm değerlerine sahip olan bu bölgede, Mezopotamya coğrafyasını doyasıya keşfetme imkanına kavuşacaksınız.

 

5- Modern Şehirciliğin Temelleri Mezopotamya’da Atılmıştır

 

 

Modern mimarının temeli olan tuğla endüstrisinin geliştiği medeniyet Mezopotamya’dır. Pişmiş tuğlanın endüstriyel anlamda ilk üretimi ise M.Ö. 4. yüzyıla, Babil Kulesi yapımına denk gelmekte olup, tarihçiler bu kulede 85 milyon adet tuğla kullanıldığını hesaplamışlardır. İlk sulama ve atık su kanalları, Mezopotamya’da ortaya çıktı. Mezopotamya’daki Nippur kentinde Fırat’ın suyu, sulama kanallarıyla kente taşınır ve pişmiş toprak künklerle çeşmelere ulaştırılırdı. Yapılan kazılarda Ur kentinin pişmiş topraktan yapılmış kanalizasyon künkleri de bulundu.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Anadolu'yu Keşfedelim: Ağrı Dağı Efsanesi

Anadolu Topraklarının Efsaneleriyle Hayranlık Uyandıran 3 Şehri

Kahveler Hazır Mı?: Bir Göbeklitepe Hikayesi

Nemrut Dağı Hakkında Keşfedilmesi Gereken 10 Bilgi

Yorumlar (0)

Yorum Yap