
Japonya’nın Şehirlerini Tanıyalım: Hiroshima
Japonya’nın atom bombası ile hafızamızda yer eden en buruk
şehridir Hiroshima. Şehir hem atom bombası felaketi hem de bomba ardından
yayılan radyasyonlar ile çok büyük felaket yaşamış ve kayıplar vermiş olmasına
rağmen, kendini zor da olsa toparlamayı başarmış ve küllerinden doğmuştur.
Gelin bu yazımızla birlikte Hiroshima şehrini yakından tanıyalım.
Hiroshima Şehrinin Kısa Tarihi
Kelime olarak “geniş ada“ anlamına gelen şehir uzun yıllar önce körfez kenarındaki Zen – Budist tapınağına bağlı küçük bir balıkçı köyüydü. Öta Nehrinin kıyısında bulunan şehir kanallar sayesinde adacıklar şeklinde konumlanmış ve sürekli refah içerisinde yaşayan bir şehirdir. Edo döneminde bu refahlığı sürdürmüş ve tarihi Hiroshima kalesi olarak bilinen kale de bu dönem zamanında inşa edilmiştir. Artan endüstrisi ile İmparatorluk döneminde dikkat çeken şehirlerden olduğu için, hem bölgesinin başkenti olmuş hem de büyük bir şehir merkezi olmuştur. Çin ile Japonya arasındaki savaş zamanlarında İmparator Meiji Japon Hükümetini geçici olarak Hiroshima Kalesine taşımış, savaşın ardından ise başta pamuk fabrikası olmak üzere pek çok fabrika burada inşa edilmiştir. Şehir sürekli olarak sanayileşmeye devam etmiş ve askeri malzemelerin yapımından dolayı da odak noktası haline gelmiştir. Her ne kadar atom bombası ile anılan bir şehir olsa da aslında ülke için önemli sanayi merkezlerinden biridir.
Hiroshima’ya Atom Bombasının Atılması
Japonya’nın Chugoku Bölgesi’nde bulunan Hiroshima’ya, II. Dünya Savaşının son zamanlarına gelindiğinde 6 ağustos 1945 yılında bir nükleer saldırı gerçekleşti. Sabah saat 8.15de Amerika Birleşik Devletleri tarafından “Enola Gay“ isimli uçağın, “Little Boy“ isimli atom bombasını bırakmasıyla büyük bir patlama yaşandı. 600 metre yükseklikten bırakılan bu bomba yaklaşık 45 saniyede düştü ve bulunduğu alanda tek bir canlı bile kalmadı. Şehrin yaklaşık 500 metre civarında yaşayan insanlarında %90 kadarının ölümüne sebep oldu ve toplam can kaybı 150 bin civarındaydı. (Bu saldırıdan hemen 3 gün sonra ise Nagasaki şehrine “Fat Man“ isimli bir atom bombası saldırısı daha gerçekleşmiştir.) İlkokula giden bir kız çocuğu boyundan yaklaşık 2 kat büyüklükte olan bu bomba ilerleyen zamanlarda radyasyon yaydığından dolayı pek çok ölüme ve kanser gibi hastalıklara sebep oldu. Bu radyasyondan en kötü etkilenenler ise yeni doğan bebeklerdi ve pek çok genetik hastalıklar ortaya çıktı. Bu felaketten sonra şehrin toparlanması imkansız gibi gözükse de, halkın yardımı ve diğer ülkelerden gelen maddi veya manevi destekler sayesinde şehir yavaş yavaş düzelmeye başladı. Hazırlanan 5 yıllık kalkınma planı ile gıda, endüstri ve ekonomi alanlarında ciddi artışlar gözlemlendi ve şehir yeniden ayaklandı. Artık toprakların bir daha yeşermeyeceğini düşünen halk, 1946 yılının bahar ayında açan zakkum çiçeklerini gördüğü zaman yeniden umut olduğunu anladı. O günden beri zakkum çiçeği Hiroshima şehrinin sembolü haline geldi ve açmaya devam ettikçe şehir içinde başlıca moral kaynağı olmuştur. Toparlanma süreci konusunda ilerlemeye devam etmiş ve 1949 yılında da şehre Barış Şehri ünvanı verilmiştir.
Hiroshima’da Hala Radyasyon Riski Var Mı?
Bazı insanlar şehirde hala radyasyon etkilerinin var
olduğunu söylese de kesinlikle doğruluk niteliği taşımıyor. Bilim insanları
tarafından patlamanın ardından bombanın parçacıklarının rüzgar sayesinde
atmosfere karıştığı veya yağmur, kar gibi doğa olayları ile şehirden
uzaklaştığı söyleniyor ve bu düşük radyoaktif seviyesinin de kolayca ayırt
edilebildiği belirtiliyor. Patlamadan sonraki yaklaşık 6. haftada ise şehre
gelen tayfun, şehrin içerisinden geçerek ciddi derecede hasarlara yol açtı. Bu
tayfunun ise halk tarafından radyasyonu alıp okyanuslara sürüklendiğine ve bu
felaketten kurtulmak için tayfunun geldiğine inanılıyor ki bu doğa olayından
sonra önemli seviyede radyasyon etkisinde azalma görülüyor. Yani elde edilen
verilere göre sonuç olarak şehirde şu anda radyoaktiflik seviyesi normal durumdadır
ve radyasyon riski bulunmamaktadır ve tehlikeli değildir.
Şehrin Yıkılmayan Mirası: Hiroshima Barış Anıtı
Hiroshima’nın doğu kıyısında bulunan 3 katlı tuğla bina 75 yıldan beri restore edilmemiş halde bulunuyor. 1915 yılında Çek mimar Jan Letzel tarafından yapılan bu bina sergi salonu olarak kullanılıyordu. Serginin olduğu günde de binanın tam üzerine atom bombası patlıyor ve içerisindeki tüm insanların ölmesine rağmen binanın kubbesi ayakta kalıyor. Aslında bombanın atılacağı yer bu binanın yakınındaki bir köprüydü fakat ıskalama sonucunda bu binanın üzerinde patlıyor. Şehir toparlanma aşamasına geldiğinde binayı yıkma kararı almışlar ama sonrasında şehrin ayakta kalmasının ve umudun bir simgesi olarak sürdürmesi için yıkılmamıştır. UNESCO’nun yayımladığı bir makalede Genbaku Kubbesi veya bir diğer adı ile A-Bomb Dome için “ İnsanlığın yaratmış olduğu gelmiş geçmiş en yıkıcı imha gücünü açıkça gözler önüne seren etkileyici bir simgedir.“ sözü ile bahsetmiştir. 1996 yılında hiçbir değişiklik yapılmadan bugüne kadar gelmiş olan bu bina UNESCO tarafından Hiroshima Barış Anıtı adı ile Dünya Mirasları listesine eklemiştir ve Barış Anıtı Parkı içerisinde yer almaktadır.
Hiroshima’nın Kalbi: Barış Anıtı Parkı
Bomba atılmadan önce bu alan ticaret ve politika açısından şehrin merkeziydi bu sebeple atom bombası için tam bir hedef bölgeydi. Bomba atılmasından 4 yıl sonra bu alanı bir barış tesisi olarak tasarlamaya karar verdiler. Bu alanın en önemli yeri Barış Anıtı Müzesi’dir. İki binadan oluşan bu müze şehrin savaş zamanı bilgilerini, bomba atıldığı an ve sonrasındaki tahribatı içeren fotoğrafları ve Anıt Mezarı ile Barış Anıtının da fotoğraflarını içermektedir. Parkın içinde bulunan Çocuk Barış Anıtı, bombadan sonra hayatını kaybetmiş çocuklar adına yapılmış bir heykeldir. Sasaki Sadako isimli kız çocuğuna ithafen yapılan bu heykelin onun yaşam hikayesine uygun olarak tasarlanmış ve başına kağıttan yapılmış turna kuşu kondurmuşlardır. Bunlara ek olarak park Atom Bombası Barış Anıtı Tepeciği, Ana Anıt Mezar, Barış Meşalesi, Barış Çanı, Barış Anıtı ve Koreliler için Anıt Mezarı içermektedir. Bu parkta düzenli olarak her yıl bombanın yıldönümünde anma töreni düzenlenir, konuşmalar ve çeşitli aktiviteler yapılır. Saat 08.15’i gösterdiği zaman ise parkı sessizlik kaplar.
Bu içerikler de ilginizi çekebilir:
Japonya’nın Şehirlerini Tanıyalım: Kyoto