
Anadolu’yu Keşfedelim: Kazdağları’nın Simgesi Sarıkız Efsanesi
Kadim dönemlerden beri bereketli topraklara, sayısız medeniyete sahip olan Anadolu’nun her yanı efsanelerle dolu. Nesillerdir dilden dile aktarılarak gelen bu efsaneler günümüzde de geniş çevrelere ulaşmaya devam ediyor. Bunlardan birisi de Kazdağları’nın simgesi Sarıkız efsanesidir. Yüzyıllardan beri süregelen Anadolu efsaneleri arasında yer alan Sarıkız'ın hikayesine gelin yakından bakalım.
İlginizi çekebilir: Uzaktan Çalışanlar için Hem Ofis Hem Tatil: Kaz Dağları
Sarıkız Efsanesi Nedir?
Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı bir köyde doğan Sarıkız, küçük yaşta annesini kaybeder. Bu kayba çok üzülen babası Sarıkız’a annesini çok sevdiğini, yaşadıkları köyün her yanında hatırası olduğunu ve onu unutmanın çok zor olacağını ve buradan göçmek istediğini söyler. Toparlanıp yola düşen baba-kız Kazdağları’nın eteğine serili Kavurmacılar Köyü’ne yerleşirler. Burada çobanlık yapmaya başlarlar dahası köyde çok sevilirler. Köyün yaşlısı genci herhangi bir konuda Sarıkız'ın babasına fikir danışırlar. Köylüler onun ermiş olduğunu düşünürler. Aradan geçen yıllarla Sarıkız büyür ve çok güzel bir genç kız olur. Yaşlanan babanın aklındaysa hep hacca gitme isteği vardır; öyle ki her namazında sürekli Yaradan’ına dua eder. Sarıkız da babasının bu isteğine karşı onu hep teşvik eder. Babasına büyüdüğüne ve yokluğunda kendisine bakabileceğini söyler. Baba, kızını güvendiği komşuna emanet eder ve hac yoluna düşer. Elbet o dönemlerde hacca gitmek günümüzdeki gibi değildir, en az altı ay sürecek bir yürüyüş hacca gideni bekler.
Sarıkız Kaderine Terk Edilir
Babasının hacca gitmesinin ardından köyün genç erkekleri Sarıkız’a talip olurlar ancak o hiçbirisine yaklaşmaz, yüz vermez. Onlarsa reddedilmenin karşılığında genç kız hakkında dedikodu yayarak ona iftira atarlar. Baba nihayet hacdan dönmüştür ama kimse yüzüne bakmaz, selamını dahi almaz olur. Kızını emanet ettiği komşusuna bunun nedenini sorduğunda komşusu Sarıkız’ın kötü yola düştüğünü söyler. Baba günlerce düşünür, ne yapacağını bilemez hatta adet olan hac hayrını dahi yapamaz. Köyde yaşamaya devam etmek ister ancak kızına zarar gelsin istemez. Yanına aldığı birkaç kazla birlikte Sarıkız’ı Kazdağının zirvesine götürür ve orada bırakır.
Aylar ayları, mevsimler mevsimleri, yıllar yılları kovalarken epey zaman geçer… Bayramiç tarafından gelen yolcular yollarını kaybedecek olduklarında, müşkül durumda kaldıklarında kendilerine sarı bir kızın yardımcı olduğunu, yol gösterdiğini söylerler. Onun hakkında anlatılanlar bu kadarla da kalmaz; yanında kazlarının olduğunu hatta bu kazların Bayramiç Ovası’na inip çiftçilerin ürünlerine zarar verdiğini, köylülerin bu durumu kıza söylemeleri sonrasında Sarıkız’ın eteğine doldurduğu taşları saçarak bir avlu oluşturduğunu anlatırlar. Kaz avlusu olarak anılan bu alandaki duvar kalıntıları günümüzde dahi görülebiliyor.
Baba Pişman Olur…
Bu hikayeleri teker teker dinleyen baba burada anlatılan kişinin kendi kızı olabileceğini hisseder. Dağın yolunu tutmaya karar verir ve zirveye çıktığında duvarlarla çevrili içinde kazların olduğu bir alanla karşılaşıverir. Kızını bugün ‘Sarıkız Tepe’ olarak adlandırılan yerde bulur. Sarıkız yıllar sonra babasını gördüğüne çok sevinir, ona saygıyla karşılar. Babası namazını kılmak üzere abdest almak istediğini söyler. Sarıkız elindeki testisini vadiye doğru uzatır ve yeni dolmuş olan suyu babasının ellerine döker. Babası buz gibi suyu fark edince kızının erdiğini anlar. Tam o anda simsiyah kara bir bulut gökyüzünü kaplayıverir ve Sarıkız ortadan kaybolur. Babası kızının ermişlik sırrının ortaya çıkmasından dolayı kaybolduğuna inanır. Kızına iftira edildiğini anlar ve köylülere beddua eder. Köy zamanla boşalır. Bir inanışa göre babanın köye ve halkına beddua etmesi nedeniyle günümüzde halen köyde kimse yaşayamaz olur. Sarıkız’ın babası içindeki büyük üzüntüyle tepelerde dolaşır ve bugün Baba Tepe denilen yerde vefat eder. Yöre halkı hem Sarıkız hem de babası için dağın yassı taşlarını üst üste koydukları bir mezar hazırlarlar. Sarıkız’ın mezarının olduğu tepeye Sarıkız Tepe, babasının mezarının olduğu yere ise Baba Tepe ismini veririler. Yöre halkı her yıl ağustos ayında Sarıkız ve babasını anmak üzere buralara çıkarlar.
Sarıkız İçin Her Yıl Tören Düzenleniyor
Konum olarak Güre’nin yakınındaki Kavurmacılar Köyü’nde yaşadığına inanılan Sarıkız için her ağustos ayında bir anma töreni düzenleniyor. Köyde yöresel yemeklerden olan keşkek, nohut, pilav pişirilir şerbetler hazırlanır. Neredeyse terk edilmiş durumda olan köyde yaşayan birkaç ailenin dışında son zamanlarda yeni yapılanmalar da söz konusu. Düzenlendiği ilk seferden beri ‘Sarıkız Şenlikleri’ne olan ilginin arttığı gözlemleniyor bu da etkinliklerin çoğalmasını sağlıyor. Yöre halkının yanı sıra yurdun çeşitli noktalarından gelen folklorik ekipler ve yabancı turistler de şenlikte yer alıyor.